
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bu yılın Dünya Hepatit Günü için, ‘Bir Hayat! Bir Karaciğer!’ teması belirledi.
Bununla hepatitsiz bir geleceğin tüm dünya için mümkün olduğu vurgulanıyor. DSÖ’nün hedefi 2030’a kadar tüm ülkelerde viral hepatitleri ortadan kaldırmak için birlikte çalışmak çünkü bu hastalar uzun vadede siroz ve kanser olma riski altında ve aynı zamanda başkaları için bir bulaş kaynağı.
Hepatit, en basit anlamıyla karaciğerin iltihabı. Hepatitler, tüberkülozdan sonra en sık ölüme yol açan enfeksiyon hastalığı. Viral hepatitlerse başta hepatit A, B, C, D ve E virüsleri olmak üzere farklı virüs tipleri sebep oluyor. Hepatit B ve hepatit C virüsleri uzun vadede kronik karaciğer hastalığı, siroz veya karaciğer kanserine yol açabildiği için ayrı bir öneme sahip. Çakaloğlu her iki enfeksiyonun tanısının çok kolay ve tedavisi mümkün olduğunu belirtti.
Hepatit B ve Hepatit C Tedavisi
Hepatit B için bir adım daha öndeyiz. Çünkü koruyucu, etkili ve güvenilir aşıları var. Hepatit B hastaları için güçlü antiviral etkili ilaçlarla tedavi mevcut. Hepatit C tedavisiyse tıp tarihinin en başarılı öykülerinden biri. Ağızdan alınan ilaçlarla virüsü yok eden kalıcı tedavi (kür) hemen her hastada mümkün.
Türkiye'deki Durum
Türk Karaciğer Vakfı Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu, bu viral hepatitlilerin en az yüzde 80’inin hastalığından habersiz olduğunu söyledi. Yaklaşık 2,5 milyon hepatit B’li, 300 bin kadar da hepatit C’li hastamız var. Türkiye’de aşı, tanı ve tedaviyle ilgili tüm olanakların bulunduğunu belirten Çakaloğlu, şöyle devam etti:“Ülkemizin her köşesinde yapılan testlerle kolayca hepatit B ve C tanısı konabilir. Buna rağmen tedavi alması gereken hastaların sadece yüzde 10-20’sine ulaşabildik. Daha çok hastaya tanı koymalıyız. Herkes, öncelikle erişkinler mutlaka hepatit B ve C testlerini yaptırmalı. Testi pozitif olanlar uzman hekime başvurmalı ve gerekiyorsa tedavi olmalıdır. Erken tanı ve tedavi siroz ve kanser gelişimini önler, yaşam kurtarır.”